15 Temmuz 2012 Pazar



YENİ YÜZYILDA HERŞEY 
YENİ YÜZÜYLE 
YENİDEN SAVAŞ
ALANINDA !!!
 

Öyle sanıyorum ki, geçmiş yüzyılların devrimleri birer trajedi olarak noktalandı. Ancak yeni yüzyılda trajediyi daima gerici devletler yaşayacak...  
       Hafız Esat babasıdır Beşar Esat'ın, Soğuk Savaş döneminde Sovyet sosyal-emperyalistleriyle dostluk kuran Hafız Esat, 1990'lardan itibaren Soğuk Savaş'ın sona ermesiyle birlikte, onun Sovyet dostluğu de sona eriyordu. Emperyalist-kapitalist dünyada desteksiz kalan kral soyu, artık kendini yalnız ve güçsüz hissetmeye başlamıştı. Ve ABD'nin dayattığı taleplere hayır diyemez olmuştu. Abdullah Öcalan'ın Suriye'den çıkarılması dahi   Soğuk Savaş sürecinin sona ermesinden sonra Suriye'nin sosyal emperyalist Sovyet desteğini arkasında hissetmemesinden dolayıdır.

     Bugün eski defterleri açan emperyalist-kapitalist sistem, köleci toplumun hatta feodalizmin üst yapı kurumu olan krallıkları tasfiyeye yöneldi.
    
Suriye halkının iktidarını gaspetmiş gerici kral soyu.
   
Ürdün, Libya, Cezayir, Yemen gibi Üçüncü Dünya ülkelerinde olanlar tam da bu nedenledir.

     Eğer, Ergenekon Türkiye'de darbe yapamadıysa onun nedeni de Soğuk Savaş'ın bitmiş olmasındandır.   
     İslam mücahidi kılıklı darbeci-cuntacı dinci  sağcıların gözbebeği, Paris'in göbeğine "Çadır" kuracak kadar ruh hastası olan Albay Kaddafi ve İslamcı faşist soyu.
      
    Türkiye, her ne kadar 1960'tan itibaren birçok darbe süreci yaşadıysa da, bu üst yapı kurumunun burjuvalaştırılması amacıyla yapılmış değildi. Türkiye'de üst yapı kurumunun Türkiye, her ne kadar 1960'tan itibaren birçok darbe süreci yaşadıysa da, bu üst yapı kurumunun burjuvalaştırılması amacıyla yapılmış değidi. Türkiye'de üst yapı devrimini korporatist askeri bürokrat burjuva Kemal, zaten yapmıştı. 

     1919-1923 devrimi bir burjuva demokratik devrim değildi, askeri bürokratik burjuvazi tarafından devlet kapitalizmi ve çok cılız olan burjuvazi lehine yapılmış bir üst yapı devrimiydi; o nedenledir ki, anti-sömürgeci kurtuluş savaşı çok cılız bir kurtuluş savaşıydı, iki buçuk yılda sonuçlanmıştı bunun yanı sıra  milli burjuvazi olarak üretici nitelikte bir burjuvazi yoktu denebilir. Ancak, milli ticaret burjuvazisinin cılız da olsa varlığından söz edilebilir. Yerli komprador burjuvazi, Türk burjuvazisi olarak o kadar zayıftı ki buna çare olarak olarak gayri-müslim dedikleri burjuvazinin malına mülküne çeşitli yollarla el konuldu. Malına mülküne çeşitli yollarla el konuldu. Özellikle 1942 Varlık Vergisi yoluyla. Gayrı-müslimlerden güçten düşürülmeyenler ise yeni türeme Türk komprador burjuvazisine ortak yapıldı. 

     Kemal'in Cumhuriyeti burjuva cumhuriyetti. Ancak Fransız tipi burjuva cumhuriyet değildi; Fransız burjuvazisi toprak ağalığını (derebeyliği) sildi süpürdü. Kemal öyle yapmadı! Tam tersine kendine dost edindiği toprak ağalarını milletvekili olarak meclise taşıdı. Bunların içinde birçok Kürt toprak ağası, aşiret reisi, şeyh, şıh, olduğu gibi Menderes gibi aslı Tatar ancak Türk kimliğine bürünerek milliyetçi-mukaddesatçı tipler de Meclis'e taşındı. .
 
Yıllarca Mısır halkının iktidarını gaspetmiş olan Hüsnü Mübarek bu kez yargı önünde.
   
    Kuzey Afrika'da yaşananlar da bir üst yapı devriminden öte birşey değil. En gerici din olan İslamiyet'in iyice yerleştiği bu topraklarda proletarya partilerinin gelişip iktidara alternatif olması elbette oldukça güçtü. Şimdi burjuvazi ve onu yönlendiren emperyalist-kapitalist dünya güçleri yolu açıyor. Tabii ki kendi tüketim toplumlarını yaratmak için. Kendi sınıf hakimiyetlerini yerleştirmek için; ancak bu arada kendi mezar kazıcılarını da yaratıyorlar. Liberal kapitalizm, devlet kapitalizminden ileri bir adımdır. Liberal kapitalizm köleci-feodal karakterli krallardan ilerici bir sistemdir.

     Eğer Özal iktidarı ile birlikte Türkiye esas olarak devlet kapitalizmi olan rejimden, liberal kapitalist olan rejime yönelmeseydi bugünün insanı daha ahmak olacaktı. Burjuva anlamda da olsa televizyon kanallarının çokluğu hatta ROJ Tv'nin varlığı ve internet denen bu hoş melanet, yeni kuşakların babaları ve dedeleri gibi cahil ve budala kalmasını bir bakıma önlüyor.

     Soğuk Savaş süreci sona ermeseydi, bugünün Ergenekon tutuklusu generalleri de birer aslan kesileceklerdi. Ama öyle olmuyor. Devlet kapitalizmi döneminin Soğuk Savaşçı generalleri mırın kırın etse de liberal kapitalizmin polisi tarafından tutuklanıp yine onun mahkemelerinde yargılanıyor.
Esat hanedanlığının da sonu göründü. Üçüncü Dünyanın gerici liderleri bir bir yıkılıyor.
    
    Şimdi istihbarat teşkilatları daha teknoloji yoğun çalışıyor. Devletçikleri yıkılmasın diye. Ancak onların sahip olabildiği araçlara sahip olmasalar da kitlelerin devrimci ruhunun uyanması bir yana kıpırdaması bile onları ürkütüyor. TC egemenleri önümüzdeki on yıl için bir ABD firmasıyla beş katrilyonluk 600 adet helikopter ihalesi anlaşması yapmış bile. Egemenler dünya devrimini ve kahramanı olan halkları kontrol etmekte ve yönlendirmekte her geçen gün daha fazla güçlükle karşılaşıyorlar.

   Üçüncü Dünya'nın megalomanyak liderlerinden biri. Sıkışınca Osmanlıcı, normal durumda dünya islam kuvvetlerinin başkomutanı. Darbeci islamcı-faşist bir subay.
   
    Burjuvazi modernleşmek zorunda, bu bakımdan ırkçı-milliyetçi magandaya veya din budalası ahmağa ne kadar destek verirse versin süreç içinde eski zamanlara oranla daha hızlı yıpranacak ve tecrit olacak.

     Öyle sanıyorum ki, geçmiş yüzyılların devrimleri halk ve devrimciler için birer trajediydi. Ancak yeni yüzyılda trajediyi daima gerici devletler yaşayacak.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder