17 Temmuz 2012 Salı

            Sarsılan Güven (13)
             1871-1975
         (Akıl, Duygu, Toplum) -13-


Çin Komünistlerinin Stratejik Ve Taktik Düşüncesi
     
      "Çin komünistleri Marks'ın, Engels'in ve Lenin'in fikirlerine dayanarak, Çin devriminin strateji ve taktiklerini somut devrimci pratik içinde saptamışlardır." (Kızıl Bayrak Yazı Kurulu, Leninizm ve Modern Revizyonizm, s.169, Komün Yayınları, Birinci Baskı Temmuz 1976, İstanbul) 
        Burada, Kızıl Bayrak Yazı Kurulu'nun bu görüşlerine katılmak mümkün değil. Nedenine gelince; eğer Mao Tse-toung, Marks, Engels ve Lenin'in devrim anlayışına uygun olarak strateji ve taktiler saptamış olsaydı, Çin'de asla ve asla devrim yapılamazdı. Marks'ta ve Lenin'de devrim anlayışı "Genel Ayaklanma" ya dayanır. Çin Devrimi Genel Ayaklanma yolunu izlememiştir. Çin Devrimi, Uzun Süreli Savaş Stratejisi veya Uzun Savaş veya Uzun Devrim veya da Halk Savaşı yolunu izlemiştir. Bu yola hangi adı verirsek verelim bu adlar ve onun içeriği Marks ve Lenin'in devrim anlayışına dayanmaz. Kızıl Bayrak Yazı Kurulu burada oldukça mütevazi ve alçakgönüllü davranıyor. Tarihi gerçeklerin açıklanmasında, ortaya konulmasında mütevazi veya alçak gönüllü olmak yerine "gerçekçi" olunmalıdır. Gerçekçi bir bakış açısı ve değerlendirmeyle şunu ortaya koymalıyız: Çin Devrimi'nin yolu Marks ve Lenin'in öngördüğü "Genel Ayaklanma" yolu değil, "Uzun Süreli Savaş Stratejisi" yoludur. Ve bu stratejinin gerek keşif gerekse icat yönleri tamamen Mao Tse-toung'a aittir. O yeni bir devrim yolu ortaya koymuş, ve böylelikle Marksizm-Leninizmin devrim stratejisi kavramına önemli katkıda bulunarak (diğer katkılarının yanı sıra esas olanı budur) Marksizm-Leninizme Mao Tse-toung Düşüncesi'ni eklemiştir. 1975 Kampuchea Devrimi ile birlikte de Mao Tse-toung Düşüncesi, Maoizm halini almıştır. Çünkü tarihte ilk kez Kampuchea'da sınıfsız toplum (kollektivist sosyalist rejim) kurulmuş ve buna binaen Pol Pot çizgisi, Pol Pot Düşüncesi adını almaya hak kazanmıştır. 
        Biz tekrar Kızıl Bayrak Yazı Kurulu'nun açıklamalarına dönelim: 
       "Mao Tse-toung yoldaş, Çin komünistlerinin strateji ve taktik düşüncesini şöyle özetlemektedir: 'Dünya üzerindeki emperyalizmle Çin'deki gerici Çan Kay-şek kliğinin yönetimi daha şimdiden çürümüştür ve gelecekleri yoktur. Biz onları küçümsemekte haklıyız; Çin halkının iç ve dış düşmanlarını altedeceğine güveniyoruz ve bunda şüphemiz yoktur. Ama bütünün her bir parçası açısından, her bir belirli mücadele (askeri, politik, ekonomik ya da ideolojik mücadele) açısından, düşmanı asla hafife almamalıyız; tersine, düşmanı ciddiye almalı ve zafer kazanmak için bütün güçlerimizi savaşa yöneltmeliyiz. Biz, strateji k açıdan, tüm açısından, düşmanı hafife almamız gerektiğini doğru olarak belirtirken,tümün herhangi bir parçasında,herhangi belirli bir mücadelede,düşmanı asla hafife almamalıyız. Eğer, bütün açısından, düşmanın gücünü gözümüzde büyütür ve bu yüzden onu yenmeye ve zafer kazanmaya cesaret edemezsek, sağ oportünizm hatasına düşmüş oluruz. Eğer, tümün herbir parçası açısından, her belirli mesele açısından, ihtiyatı elden bırakırsak, mücadele sanatını dikkatle incelemeyip yetkinleştirmezsek, bütün güçlerimizi savaşa yöneltmezsek ve kazanılması gereken müttefikleri,orta köylüleri, küçük bağımsız zanaatkar ve tüccarları, orta burjuvaziyi, öğrencileri, öğ retmenleri, profesörleri ve sıradan aydınları, sıradan memurları, serbest meslek sahiplerini ve uyanık insanları kazanmaya dikkat etmezsek, 'sol' oportünizm hatasına düşmüş oluruz." Mao Tse-toung,  "Parti'nin bugünkü politikasının bazı önemli meseleleri üzerine" Seçme Eserler, F.L.P.,Pekin, Cilt IV, s.181-182 (Leninizm ve Modern Revizyonizm, s.170)
      Mao Tse-toung yoldaş burada, bir tüm olarak proletarya mücadelesinin, yani strateji meselesinin; ve proletarya mücadelesinde herbir parçanın, her belirli meselenin, yani taktik meselesinin çok açık-seçik bir açıklamasını yapmıştır.
      Meseleye bir tüm olarak, yani stratejik açıdan baktığımızda, düşmanı niçin küçümsüyoruz? Çünkü, emperya lizm ve bütün gericiler çürümektedirler, gelecekler i yoktur ve yıkılabilirler. Bunu görmemek, devrimci mücadeleye girişme cesaretinin kaybolmasına, devrime olan inancın kaybolmasına, halkın yanlış yola yöneltilmesine yol açar. (...) Devrimci bir parti, devrimci mücadelenin akışı içinde, düşmanla ciddi ve ihtiyatlı bir biçimde kdvgaya tutuşmaksızın, devrimci güçleri gitgide geliştirmek ve genişletmek için çaba göstermeksizin, sadece devrim hedefini ilan etmekle yetinir, devrimi sadece bir laf konusu olarak ele alır ya da körükörüne darbeler indirme yolunu seçerse, umulan zaferi hiçbir zaman gerçekleştiremez. Bu, prolet arya partileri için büsbütün doğrudur. Bir proletarya partisi, devrimci mücadelenin her bir somut meselesinde düşmanı tam olarak ciddiye alır, proleter stratejisinin ilkelerine bağlı kalarak düşmanla dövüşmeyi başarırsa, proletaryanın gücü başlangıçta daha az olsa bile, zaman geçtikçe bir tüm olarak biz üstün geleceğiz'. Başka bir deyişle, taktik meselelerinde, mücadelenin somut meselelerinde düşmanı ciddiye alırsak, her bir mücadeleyi kazanmak için olan bütün çabamızı devrimin zaferini hızlandırmış, zaferin gecikmesini ya da geriye bırakılmasını önlemiş oluruz.
       "Proletarya partileri, düşmanı taktik açıdan tam olarak ciddiye alarak, belirli mücadelelerde zaferler kazanarak, düşmanın yenilebileceğini ve düşmanı küçümsemek için ortada bin bir türlü neden bulunduğunu, gitgide daha çok sayıda yığınların bizzat kendi deneyleriyle öğrenmelerini sağlarlar. Çin'de şu atasözleri vardır: Büyük işler küçük başlangıçlardan doğar; ufacık köylerden kocaman bir ağaç çıkar; dokuz katlı saray başlangıçta bir toprak yığınıdır; bin fersahlık yolculuğa bir adımla başlanır. Bu atasözleri, gericileri yıkmak isteyen devrimciler için geçerlidir; yani devrimciler, amaçlarına ancak, mücadele üstüne mücadele vererek, sayısız belirli mücadelelere girişerek ve bunların herbirinde zafer kazanmak için çalışarak ulaşabilirler. 
       "Mao Tse-toung yoldaş 'Çin'in Devrimci Savaşı'nda Strateji Sorunları' adlı yazısında şöyle der: 'Stratejimiz on kişiye karşı bir kişiyle karşı çıkmak'tır, taktiğimiz ise bir kişiye karşı on kişiyle karşı çıkmak'tır. Bu, düşmana karşı üstünlük sağlamak için temel ilkelerimizden biridir.' [ Mao Tse Toung, Seçilmiş Askeri Yazılar, Pekin,s.133 (Leninizm ve Modern Revizyonizm, s.172)] 
         Mao Tse-toung yoldaş, şunu ekler: 'Biz çoğu yenmek için azı kullanırız -bunu, bir tüm olarak Çin'i yönetenlere söyleriz. Biz, azı yenmek için çoğu kullanırız- bunu da,  savaş alanında tek tek her düşman kuvvetine söyleriz.' Aynı eser,s.173
         Mao Tse-toung yoldaş burada, askeri mücadele ilkelerini ele almıştır; ama bu ilkeler politik mücadele için de geçerlidir. Tarih bize gösteriyor ki, burjuva devrimcileri de içinde olmak üzere, bütün devrimciler, başlangıçta daima azınlıktadırlar ve önderlik ettikleri güçler de başlangıçta daima nispi olarak ufak ve zayıftırlar. Devrimciler, stratejilerinde, 'çoğu yenmek için azı kullanacak' ve düşmana karşı mücadelede 'on kişiye karşı bir kişiyle çıkacak' iradeyi göstermezlerse gevşerler, kısırlaşırlar, he rhangi bir iş başarmada yetersiz kalırlar ve hiç bir zaman çoğunluk haline gelemezler.
           Öte yandan, taktiklerinde, yani belirli bir mücadele içinde yığınları örgütlemeyi, kazanılabilece k bütün müttefikleri biraraya getirmeyi ve düşmanlar arsında objektif olarak varolan çelişmelerden yararlanmayı başaramazlarsa; mücadelede 'azı yenmek için çoğu kullanma' ve 'bir kişiye karşı on kişiyle çıkma' yöntemini uygulamazlarsa; belirli mücadeleler için gerekli bütün hazırlıkları yapamazlarsa, her belirli mücadelede zafer kazanmaları ve küçük zaferlerini çoğaltarak büyük zaferlere ulaşmaları asla mümkün olamayacaktır, ve bizzat kendi kuvvetlerinin düşman tarafından birer birer ezilmesi ve devrimin gücünün dağılması tehlikesi ortaya çıkacaktır." (Kızıl Bayrak Yazı Kurulu, Leninizm ve Modern Revizyonizm, s.171-172, Komün Yayınları, Birinci Baskı: Temmuz 1976, İstanbul)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder