Sarsılan Güven (13)
1871-1975
(Akıl, Duygu, Toplum) -13-
Çin Komünistlerinin Stratejik Ve Taktik Düşüncesi
"Çin komünistleri Marks'ın, Engels'in ve Lenin'in fikirlerine dayanarak, Çin devriminin strateji ve taktiklerini somut devrimci pratik içinde saptamışlardır." (Kızıl Bayrak Yazı Kurulu, Leninizm ve Modern Revizyonizm, s.169, Komün Yayınları, Birinci Baskı Temmuz 1976, İstanbul)
"Çin komünistleri Marks'ın, Engels'in ve Lenin'in fikirlerine dayanarak, Çin devriminin strateji ve taktiklerini somut devrimci pratik içinde saptamışlardır." (Kızıl Bayrak Yazı Kurulu, Leninizm ve Modern Revizyonizm, s.169, Komün Yayınları, Birinci Baskı Temmuz 1976, İstanbul)
Burada, Kızıl Bayrak Yazı Kurulu'nun bu görüşlerine katılmak mümkün
değil. Nedenine gelince; eğer Mao Tse-toung, Marks, Engels ve Lenin'in
devrim anlayışına uygun olarak strateji ve taktiler saptamış olsaydı,
Çin'de asla ve asla devrim yapılamazdı. Marks'ta ve Lenin'de devrim
anlayışı "Genel Ayaklanma" ya dayanır. Çin Devrimi Genel Ayaklanma yolunu
izlememiştir. Çin Devrimi, Uzun Süreli Savaş Stratejisi veya Uzun Savaş
veya Uzun Devrim veya da Halk Savaşı yolunu izlemiştir. Bu yola hangi adı
verirsek verelim bu adlar ve onun içeriği Marks ve Lenin'in devrim
anlayışına dayanmaz. Kızıl Bayrak Yazı Kurulu burada oldukça mütevazi ve
alçakgönüllü davranıyor. Tarihi gerçeklerin açıklanmasında, ortaya
konulmasında mütevazi veya alçak gönüllü olmak yerine "gerçekçi"
olunmalıdır. Gerçekçi bir bakış açısı ve değerlendirmeyle şunu ortaya
koymalıyız: Çin Devrimi'nin yolu Marks ve Lenin'in öngördüğü "Genel
Ayaklanma" yolu değil, "Uzun Süreli Savaş Stratejisi" yoludur. Ve bu
stratejinin gerek keşif gerekse icat yönleri tamamen Mao Tse-toung'a
aittir. O yeni bir devrim yolu ortaya koymuş, ve böylelikle
Marksizm-Leninizmin devrim stratejisi kavramına önemli katkıda bulunarak
(diğer katkılarının yanı sıra esas olanı budur) Marksizm-Leninizme Mao
Tse-toung Düşüncesi'ni eklemiştir. 1975 Kampuchea Devrimi ile birlikte de
Mao Tse-toung Düşüncesi, Maoizm halini almıştır. Çünkü tarihte ilk kez
Kampuchea'da sınıfsız toplum (kollektivist sosyalist rejim) kurulmuş ve
buna binaen Pol Pot çizgisi, Pol Pot Düşüncesi adını almaya hak
kazanmıştır.
Biz tekrar Kızıl Bayrak Yazı Kurulu'nun açıklamalarına dönelim:
"Mao Tse-toung yoldaş, Çin komünistlerinin strateji ve taktik
düşüncesini şöyle özetlemektedir: 'Dünya üzerindeki emperyalizmle
Çin'deki gerici Çan Kay-şek kliğinin yönetimi daha şimdiden çürümüştür
ve gelecekleri yoktur. Biz onları küçümsemekte haklıyız; Çin halkının iç
ve dış düşmanlarını altedeceğine güveniyoruz ve bunda şüphemiz
yoktur. Ama bütünün her bir parçası açısından, her bir belirli mücadele
(askeri, politik, ekonomik ya da ideolojik mücadele) açısından, düşmanı
asla hafife almamalıyız; tersine, düşmanı ciddiye almalı ve zafer
kazanmak için bütün güçlerimizi savaşa yöneltmeliyiz. Biz, strateji k
açıdan, tüm açısından, düşmanı hafife almamız gerektiğini doğru olarak
belirtirken,tümün herhangi bir parçasında,herhangi belirli bir
mücadelede,düşmanı asla hafife almamalıyız. Eğer, bütün açısından,
düşmanın gücünü gözümüzde büyütür ve bu yüzden onu yenmeye ve zafer
kazanmaya cesaret edemezsek, sağ oportünizm hatasına düşmüş
oluruz. Eğer, tümün herbir parçası açısından, her belirli mesele
açısından, ihtiyatı elden bırakırsak, mücadele sanatını dikkatle
incelemeyip yetkinleştirmezsek, bütün güçlerimizi savaşa yöneltmezsek ve
kazanılması gereken müttefikleri,orta köylüleri, küçük bağımsız
zanaatkar ve tüccarları, orta burjuvaziyi, öğrencileri, öğ retmenleri, profesörleri
ve sıradan aydınları, sıradan memurları, serbest meslek sahiplerini ve
uyanık insanları kazanmaya dikkat etmezsek, 'sol' oportünizm hatasına
düşmüş oluruz." Mao Tse-toung, "Parti'nin bugünkü politikasının bazı
önemli meseleleri üzerine" Seçme Eserler, F.L.P.,Pekin, Cilt IV, s.181-182
(Leninizm ve Modern Revizyonizm, s.170)
Mao Tse-toung yoldaş burada,
bir tüm olarak proletarya mücadelesinin, yani strateji meselesinin; ve
proletarya mücadelesinde herbir parçanın, her belirli meselenin, yani
taktik meselesinin çok açık-seçik bir açıklamasını yapmıştır.
Meseleye bir tüm olarak, yani stratejik açıdan baktığımızda, düşmanı niçin küçümsüyoruz? Çünkü, emperya lizm ve bütün gericiler çürümektedirler, gelecekler i
yoktur ve yıkılabilirler. Bunu görmemek, devrimci mücadeleye girişme
cesaretinin kaybolmasına, devrime olan inancın kaybolmasına, halkın yanlış
yola yöneltilmesine yol açar. (...) Devrimci bir parti, devrimci
mücadelenin akışı içinde, düşmanla ciddi ve ihtiyatlı bir biçimde kdvgaya
tutuşmaksızın, devrimci güçleri gitgide geliştirmek ve genişletmek için
çaba göstermeksizin, sadece devrim hedefini ilan etmekle yetinir, devrimi
sadece bir laf konusu olarak ele alır ya da körükörüne darbeler indirme
yolunu seçerse, umulan zaferi hiçbir zaman gerçekleştiremez. Bu, prolet arya
partileri için büsbütün doğrudur. Bir proletarya partisi, devrimci
mücadelenin her bir somut meselesinde düşmanı tam olarak ciddiye
alır, proleter stratejisinin ilkelerine bağlı kalarak düşmanla dövüşmeyi
başarırsa, proletaryanın gücü başlangıçta daha az olsa bile, zaman
geçtikçe bir tüm olarak biz üstün geleceğiz'. Başka bir deyişle, taktik
meselelerinde, mücadelenin somut meselelerinde düşmanı ciddiye
alırsak, her bir mücadeleyi kazanmak için olan bütün çabamızı devrimin
zaferini hızlandırmış, zaferin gecikmesini ya da geriye bırakılmasını
önlemiş oluruz.
"Proletarya partileri, düşmanı taktik açıdan tam
olarak ciddiye alarak, belirli mücadelelerde zaferler kazanarak, düşmanın
yenilebileceğini ve düşmanı küçümsemek için ortada bin bir türlü neden
bulunduğunu, gitgide daha çok sayıda yığınların bizzat kendi deneyleriyle
öğrenmelerini sağlarlar. Çin'de şu atasözleri vardır: Büyük işler küçük
başlangıçlardan doğar; ufacık köylerden kocaman bir ağaç çıkar; dokuz
katlı saray başlangıçta bir toprak yığınıdır; bin fersahlık yolculuğa
bir adımla başlanır. Bu atasözleri, gericileri yıkmak isteyen devrimciler
için geçerlidir; yani devrimciler, amaçlarına ancak, mücadele üstüne
mücadele vererek, sayısız belirli mücadelelere girişerek ve bunların
herbirinde zafer kazanmak için çalışarak ulaşabilirler.
"Mao Tse-toung yoldaş 'Çin'in Devrimci Savaşı'nda Strateji Sorunları' adlı
yazısında şöyle der: 'Stratejimiz on kişiye karşı bir kişiyle karşı
çıkmak'tır, taktiğimiz ise bir kişiye karşı on kişiyle karşı
çıkmak'tır. Bu, düşmana karşı üstünlük sağlamak için temel ilkelerimizden
biridir.' [ Mao Tse Toung, Seçilmiş Askeri Yazılar, Pekin,s.133 (Leninizm ve
Modern Revizyonizm, s.172)]
Mao Tse-toung yoldaş, şunu ekler: 'Biz
çoğu yenmek için azı kullanırız -bunu, bir tüm olarak Çin'i yönetenlere
söyleriz. Biz, azı yenmek için çoğu kullanırız- bunu da, savaş
alanında tek tek her düşman kuvvetine söyleriz.' Aynı eser,s.173
Mao Tse-toung yoldaş burada, askeri mücadele ilkelerini ele almıştır;
ama bu ilkeler politik mücadele için de geçerlidir. Tarih bize gösteriyor
ki, burjuva devrimcileri de içinde olmak üzere, bütün devrimciler,
başlangıçta daima azınlıktadırlar ve önderlik ettikleri güçler de
başlangıçta daima nispi olarak ufak ve zayıftırlar. Devrimciler,
stratejilerinde, 'çoğu yenmek için azı kullanacak' ve düşmana karşı
mücadelede 'on kişiye karşı bir kişiyle çıkacak' iradeyi göstermezlerse
gevşerler, kısırlaşırlar, he rhangi
bir iş başarmada yetersiz kalırlar ve hiç bir zaman çoğunluk haline
gelemezler.
Öte yandan, taktiklerinde, yani belirli bir mücadele içinde
yığınları örgütlemeyi, kazanılabilece k
bütün müttefikleri biraraya getirmeyi ve düşmanlar arsında objektif
olarak varolan çelişmelerden yararlanmayı başaramazlarsa; mücadelede
'azı yenmek için çoğu kullanma' ve 'bir kişiye karşı on kişiyle çıkma'
yöntemini uygulamazlarsa; belirli mücadeleler için gerekli bütün
hazırlıkları yapamazlarsa, her belirli mücadelede zafer kazanmaları ve
küçük zaferlerini çoğaltarak büyük zaferlere ulaşmaları asla mümkün
olamayacaktır, ve bizzat kendi kuvvetlerinin düşman tarafından birer
birer ezilmesi ve devrimin gücünün dağılması tehlikesi ortaya
çıkacaktır." (Kızıl Bayrak Yazı Kurulu, Leninizm ve Modern
Revizyonizm, s.171-172, Komün Yayınları, Birinci Baskı: Temmuz 1976, İstanbul)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder