- BAŞIMIZA GELEN EN GÜZEL ŞEY
- Şimdiye kadar aşk
-
üzerine, söylenmiş tek
- tartışılmaz gerçek, ‘Aşkta
- yüce bir sırrın varoluşu’dur.
- Anton Çehov
- Mao'nun eşi Jiyang Qing
-
MAO'NUN EŞİ JİYANG QİNG
- İnsanların farklı yaşam biçimleri, dolayısıyla farklı düşünce ve değer yargıları olsa da onlarda kirlenmemiş, saf kalabilmiş bir yön vardır. İşte aşk bu yönde gizlenmiş belki de sinip kalmıştır.
-
Geleneksel toplumsal ilişkiler insanı yozlaştırı
r, bencil kılar, insan yönünü törpüler de törpüler. Pek az insan vardır buna direnebilen. İradenin zaferidir bu direniş. Aynı zamanda aşkın zaferidir. Aşk iradedir. İradeyi geleneksel toplumsal ilişkilere dayatmanın bir diğer adıdır. Bu anlamda aşk dünyayı iplememe halidir ve kafasıyla değil, yüreğiyle yaşayanların yoludur. Yüreğin mantığıyla düşünüp, öyle davrananların tarzı olmuştur aşk.
- Kafanızla yaşamayı esas aldığımız an, çıkarlar dünyasının bir parçası olmaya mahkum ediyorsunuz kendinizi. Konforlu bir yaşam, bol para, iyi bir mevkii isteği sarıyor benliğinizi ve böylece aşk sizin dünyanıza ait olmayan bir kavram olup çıkıyor.
- Aşk Nedir?
-
Aşk, kadının erkeği veya erkeğin kadını duygusal-düşünsel ve cinsel anlamda hep isteme hali olmalı. Dolayısıyla birbirine doyama
ma söz konusudur ve bıkkınlığa yer olmayan bir ruh halinin hep sürüp gitmesidir. Bir de aşkı sürekli kılan bir temel var; o da uyumdur. Uyumsuz iki insan arasında aşkın doğması mümkünse de sürdüğü pek görülmemiştir.
-
Aşk, kendiliğinden ortaya çıkar, kendiliğinden gelişir,
kendiliğinden sürüp gider. İrade ise ortaya çıktıktan sonraki bu duruma sahip çıkma ve koruma noktasında rolünü oynar.
-
Toplum her ne kadar aşıklara gıpta ile baksa da, aşkı öldürme,
gelenekseli koruma tavrı içindedir. Yetişkinler çocuklarının evliliği
için aşkı değil geleneksel yolu tercih etmelerini ister ve onları bu tür bir anlayışla yetiştirirler. Aşk sadece geleneksel ailenin değer yargılarına değil mevcut rejimim değer yargılarına da karşı olmayı içerir. İnsanların büyük çoğunluğunun aşk evliliği yaptığını düşünelim. Bu durumda insanlar mevcut toplumsal yapıyı dışlayan bir tutum içine girmiş olurlar. Ç
ünkü onlar, mevcudun değer yargısı olan maddi biçimi reddetmiş, insanı tercih etmiştir. Aşık ona o olduğu için aşıktır. Ne parası ne mevkii, ne geçmişi aşık için bir şey ifade etmez
- Dinlerde Aşk Var mı?
- Aşk, aşıkların birbirine bağlanma, tapma ve kendini adama durumu olduğundan dinler aşka kapalıdır. Çünkü din, Tanrıya tapmayı, kendini dinsel içerikli düşünceye adamayı ve dine bağlanmayı ister. Hatta haremlik, selamlık durumu kadının erkekle iletişim kurmaması için gerekli önlemlerin alınması, rahip ve rahibe yaşamında evliliğin yasak edilmesi aşkın ortaya çıkmasını daha baştan engeller. İslam dininde bir erkeğin birden fazla kadınla evlenebilmesi de aşkı ortadan kaldıran bir rol oynar. Aşkta duygular ve bedenler başkalarıyla paylaşılmaz. Aşıklar her bakımdan sadece kendileri içindir. Aşk üçüncü kişinin varlığını meşru görmez. Meşru görmek bir yana aşıklar bir başkasına ihtiyaç duymaz. Onlar birbirine yeter.
- Aşkın Gücü
-
Aşkın, aşıkları dönüştüren büyük bir güç olduğu bilinmektedir. Bu yüzden aşıklar, tutum, davranış, kültür, bilinç anlamında birbirleri ile derin bir iletişim halindedirler. Bunun sonucunda da birbirlerini karşılıklı
dönüştürürler. Zaman geçtikçe birbirinin yaklaşık benzeri olurlar.
- Aşıklar birbirini yücelttikleri için birbirlerinin olumsuz yönleri de en kısa zamanda ortadan kalkar. Aşığın eleştirel dönüştürücü gücü çeşitli biçimlerde ortaya çıkar ama her biçim iyi niyet doludur, sertlik içerse bile. Bazen uzun bir bekleyiştir, dönüştürücü güç ve tahammül gerektirir. Tahammülüm ne güne dek tahammülsüzlüğümün bugününde dese bile
- Aşk hesapsız kitapsız ortaya çıktığı gibi aşkın gücü de haddi hesabı, ölçüsü olmayan bir sınırsızlıktır. Ancak güç, yüksek sorumluluk ile sınırsızlığı aynı düzlemde birleştirmiştir. Belki de yüksek sorumluluk yaratmaktadır büyük dönüştürücü sınırsız gücü.
- Sapıklığın Karşıtıdır
-
Geleneksel toplumsal ilişkiler sapık eğilimlere karşı iseler de, bu görünüşte böyledir. Sapık ilişkiler yine de toplumsal yapıdan doğar ve beslenir. Oysa aşk, eşcinselliğin ve bir gecelik il
işkilerin, yani özgür kadın yaşamının tam karşıtıdır. Toplumda aşklar arttıkça sapık eğilimlerde de azalmalar görülür. Aşk sevilene sonsuz değer vermeyi içerdiğinden aşık sevgilisini bir başkasıyla asla paylaşmaz.
- Aşk Huzurdur
-
Aşığın çektiği acıda bile bir tat vardır. Aşk çe
ken ve çektirendir acıyı, kahrı. Ama aşık bu durumunda bile huzurludur. En çok sitem eder sevgiliye. Özünü reddedemez aşık. Çektiği acı bile olsa sevgilide kendini bulmuştur. Kısacası özünü bulmuştur. Onun başına gelen en güzel şeydir. Ayrıca yaşadığı mutlu seneleri hatırlatır ona; yani kendini özünü getirmiştir kendisine. Huzuru getirmiştir dünyasına ve mutluluğu.
- ** ** **
-
-
- Yukarıda yer alan
- “Başımıza Gelen En Güzel Şey” başlıklı yazı, 25 Şubat 1998 tarihli Maltepe Anadolu gazetesinin 94. sayısında başyazı olarak yayınlanmış olup tarafımdan kaleme alınmıştır.
Aydınlık Yol dergisi, 1991 - 1992 yıllarında yayınlanmıstır. Ideolojik-teorik görüs olarak Marksizm-Leninizm-Maoizm-Pol Pot Düsüncesi dogrultusunda yaptıgı yayınlarla dünyada bir ilki olusturmustur. Temel görüsü Marks'tan Pol Pot'a uzanan güzergahta Maoist Devrim, Pol Potcu Rejim olarak özetlenebilir.
15 Temmuz 2012 Pazar
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder