ABD, ESAT, ARAP KRALLARI, IRAK YÖNETİMİ ve TC’NİN APO’NUN VARLIĞINA DUYDUĞU İHTİYAÇ !!!
[ PRO LETER'E NOTLAR ]

Kürt bölgelerinde Apo'nun sırtını
devlete dayamasıyla birlikte devrim rüzgarları değil tam tersine milliyetçi
rüzgarlar esmektedir. Neredeyse Orta Doğu'nun yumuşak karnı olan Kürt
Bölgelerinde devrim rüzgarları yerine milliyetçi Kürt rüzgarlarının esmesi
kimlerin işine yarıyor?

Öncelikle Bölgeyi kontrolü altında
tutmaya çalışanların, ABD'nin, Esat ailesinin ve TC yönetici ve egemen
sınıflarının menfaatinedir milliyetçi rüzgarlar. Çünkü devrimci rüzgarlar silip
süpürür ABD'yi, Esatları, TC egemenlerini. Fakat milliyetçiler ne yapıyor? Durum
ortada. Barzani-Talabani ikilisi ABD ile işbirliği halinde ve Barzani aynı
zamanda PKK destekçisi. Yani bölgede anti-emperyalizm yok. 

Kürt Bölgesinde devrimcileri katlettiren Apo meydanı boş buldu.
Nerede Maoist Denge Kawa önderliği? Maoist Denge Kawa lideri Ferit Uzun'u
katlettiren Apo'nun işbirlikçi PKK'si ile kendini Maoist ilan etmiş olan
TKP/ML ve MKP işbirliği yapmıyor mu?
Elbette yapıyor. Nerede kaldı, Maoist dayanışma? Nerede kaldı, Maoist
vicdan? Maoistlerin katilleriyle el ele olanlar kendilerini gözden
geçirmelidir!!! Kürdistan devrimi Apo gibi işbirlikçi-milliyetçilere
bırakılmayacak kadar önemlidir. Meşru olan Kürdistanın Kızıl
Kürtleridir. Meşru olan Kürdistan'da Maoist devrimdir.
Milliyetçi-İslamcı PKK/BDP ikilisi zamanını doldurmaktadır. Tarih içinde
tasfiye olacaklardır.
Öte yandan Apo sırtını Esat rejimine
dayamıştı.
Suriye Kürtlerine nüfus cüzdanı bile çıkartmayan Esat rejimi Apo'ya
her imkanını sundu. İşte Orta Doğu egemenlerinin milliyetçileri kendi çıkarına
kullandığının bir ifadesi.

Kürt Bölgelerinden çevreye yani
Türklere, Araplara, Ermenilere, İranlı Farslılara ve Azerilere yayılacak bir Maoist
devrim rüzgarı yalnız Orta Doğu'yu değil, Orta Asya ve hatta Avrupa’yı bile
kasıp kavuracak devrim fırtınasının habercisi olur. İşte bölge ve çevre
egemenlerinin korkusu budur. Çünkü bilinir ki, Uzak Asya devrimleri gerilla
savaşları yoluyla gerçekleşmiş Maoist türde devrimlerdir. Ve Maoist devrimler,
Orta Doğu ve Asya’da mümkündür. Bizlerin gördüğünü onlar da ( egemen sınıfların
beyinleri) görmekte ve tedbirini almaktadır. Ve işte Apo gibi milliyetçileri
devrim rüzgarlarının esmesini önlemek amacıyla milliyetçi rüzgarların efendisi
olarak görevlendirmiştir.
İşte başta ABD olmak üzere bölgenin
egemenleri bunun farkındalar ve o yüzden Apo milliyetçiliği bu kadar uzun
yıllardır sürdürülüyor.
Evet 1978 sonlarından itibaren Kürt
bölgelerinde devrim rüzgarlarının yerini Apo'nun gerici, işbirlikçi, milliyetçi
rüzgarları almıştır. Bunun böyle sürmesi bölge egemenleri tarafından da
istenmektedir. Çünkü çıkarlarına uygundur.
Öte yandan dünyanın en karanlık
ilişkileri milliyetçi örgütler içinde ve
çevresinde oluşmaktadır. Kemalistlerin
peşine takılmış suikastçı ve dost da olabilen İttihatçılar, Topal Osmanlar,
Boğazlıyan Kaymakamlarının savunucuları unutulmamalıdır. Ve PKK içinden çıkmış
olan “İtirafçılar”, Apo dostu Perinçekler, Yalçın Küçükler, Mahir Kaynaklar, Mehmet Metinerler,
Altan Tanlar bu örgütlenmenin içinde ve çevresinde barınmışlardır.

PKK/BDP milliyetçi ikilisinin
varlığı Türk milliyetçi ve faşist partileri için de
bulunmaz bir nimettir.
Karşılarındaki güç devrimci değil, milliyetçi bir güç olduğundan otomatik
olarak karşı milliyetçilik ve ırkçılık olan Türk milliyetçiliği ve ırkçılığı
doğal yaşama alanını bulmaktadır. MHP’li faşistlerin derin devlet tarafından
beslenip büyütüldüğü 1975-1980 arası oy oranı yüzde 6’yı (yüzde altı) geçmezken
Apo milliyetçiliği sayesinde 1990 sonlarına doğru iyice tırmanışa geçen faşist
MHP oyları yüzde 21’i ( yüzde yirmi biri) bulmuştur. PKK’nin çökmemesi için
Devlet Bahçeli gibileri dua üstüne dua etmektedirler. Kitleler devletin derin
odakları tarafından PKK milliyetçiliğine karşı kitleleri memnuniyetle Türk
milliyetçi-ırkçılığına doğru manipüle etmektedir.

Devletin nezdinde çok az bir ceza
ile salıverilmeleri gereken 68 Kuşağının gençlik önderleri ve yargılanmalarına
bile izin verilmeden katledilen İbrahim, Mahir ve arkadaşları nasıl da devlet
tarafından tahammül edilemez gençlerdi de, yakalandıktan sonra bu devlet Apo’ya
tahammül ediyor? Çünkü yaratıcısı ve besleyicisi bu devlettir ve bu devletin
derin merkezlerini yöneten dünya derin devletidir.
PKK meselesine veya Kürt sorununa
basit bir ulusal sorun, dil sorunu vb. açıdan bakanlar yanılırlar. Orta Doğu'nun
en vahim akibeti olan devrim akibetini önlemek için egemen güçler tarafından
icat edilmiş ve on yıllara yayılmış bir sorun ve bir partiler çokluğu vardır. PKK,
HADEP, DEP, BDP bu partilerdendir.
Emperyalist-kapitalist sistem için can alıcı
mesele Orta Doğu'da devrim rüzgarlarının esmemesidir. Bunu da PKK ve
BDP/DEP/HADEP gibi partiler yoluyla gerçekleştirmektedir.
Unutmayalım, silahlı Kürt
hareketi daha 1987'lerde gelişmeye başlar başlamaz Apo "barış" çağrılarına
başladı. O sıralarda devreye kimler girmedi ki, gazeteci Cengiz Çandarlar,
Eşref Bitlisler, Özallar vb. Ve kimseler tarafından farkedilmeden sürdü gitti bu
oyun.
O yılları izleyen yıllarda devrimci
parti adını bile PKK'den KADEK, KONGRA-GEL olarak değiştiren PKK neden bunları
yapıyordu? Devrim ve devrimci imajını ifade eden şeyleri zihinlerden silmesi
istendiği için yapmıyor muydu? Ve daha o yıllardan itibaren çok açık olarak Oral
Çalışlar ile yapılan röportaj kitapta ve Ertuğrul Kürkçü-Ragıp Duran ile
yapılan röportaj-kitaplarda da görüleceği üzere Apo devrimden ve Kürdistan'dan
vazgeçmiştir. Türkiye Cumhuriyeti'nden ayrılmak istememektedir. Peki niye
silahlı mücadele sürdürülüyor, madem ki Kürdistan devrimi söz konusu değil ise?
Bunun sebebi basittir. Dağlarda, Kürdistan dağlarında ve Kürdistan
köylerinde
Kızıl Kürtleri veya Maoist Kürtleri görmek istemiyor ABD emperyalizmi ve
Esatlar ve Talabaniler ve Barzaniler ve Arap Kralları ve de Türkiye egemen
sınıfları. Apo'nun varlığı onlar için Maoist Devrimden kurtulmanın can simidi
oldu 1980'lerden bu yana.

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder