15 Temmuz 2012 Pazar

UZUN SÜRELİ    SAVAŞ STRATEJİSİ ÜZERİNE (2)

Evrim-Devrim Dönemi

     Leninist devrim anlayışı olan Genel Ayaklanma stratejisi iki aşamadan oluşmaktadır. Evrim dönemi ve devrim dönemi olarak adlandırılmakta olan bu aşamaların nelerle bağlantılı olduğuna ve içeriğine bakalım:

     Evrim durumu veya evrim dönemi,devrim durumu veya devrim dönemine kadar olan süreyi kapsıyordu. Ve her ikisi birbirinden nitel anlamda farklı süreçlerdi. Ve birinci süreç olan evrim süreci yaşanmadan devrim süreci yaşanmıyordu. İkincisinin varlığı birincisinin varlığına bağlıydı. Birinci süreç olan evrim dönemi bazen yirmi, bazen otuz yıllık bir dönem olarak kabul ediliyordu. Bu uzun zaman süresinde proletarya partisinin beklentisi bir nevi derviş sabrını gerektiriyordu. Çünkü beklenti devrim durumunun ortaya çıkması beklentisiydi. Beklenen Mehdi, devrim durumu bir türlü gelmiyordu. 1871'den sonra 1917'de nihayet 40 küsur yıl sonra gelmişti. Bu geliş de olmayacaktı, onu getiren Birinci Dünya Savaşı oldu.

     Evrim dönemi adım adım nicel birikimler yoluyla devrim dönemi için objektif koşulların ortaya çıkacağı süreyi ifade ediyordu. Evrim döneminin bu uzun zaman süresindeki çalışma tarzı proletarya partisini ve kitleleri genel ayaklanmaya hazırlamaktı. O nedenle Lenin "nereden başlamalı?" sorusuna yanıt ararken o soru evrim dönemi bakımından, o dönem için geçerli olan bir soruydu ve yanıtı da ülke çapında yayınlanacak olan bir gazeteydi. Bu gazete aynı zamanda proletarya partisinin yaratılmasının en önemli aracıydı. Ve bu gazetenin bir başka işlevi siyasi gerçekleri açıklama kampanyasının bir aracı olmasıydı. Hem de önemli bir araç Evrim döneminin çalışma tarzı ve mücadele anlayışı askeri olmayan -barışçıl- salt siyasi çalışmayı esas alan salt siyasi, sendikal,demokratik örgütlenmeyi esas alan bir anlayıştı. Silahlı mücadelenin esas alınması devrim durumu için uygun bulunuyordu. Lenin'in Narodnikleri ve "sol" komünistleri küçük burjuva devrimciliği,anarşizm,"sol  sapma" şeklinde eleştirisinin temelinde yatan evrim döneminin mücadele biçiminin esasını silahlı mücadelenin oluşturmamasıydı.
    Bir de kısaca Marks' bakalım :
Marks'a göre evrim-devrim dönemi bağlantısı yirmi yılın bir güne sığdırılması şeklindeydi. Yirmi yıllık birikimin tümünü içinde taşıdığı gündü devrim günü. Bu an devrim dönemi anıdır. Yirmi yıl ise evrim dönemiydi. Gerek Marks'ta gerekse Lenin'de evrim dönemi objektif süreçler bütünüdür. Objektif süreçlerin toplamıdır. Bu süreçler toplamı partinin iradesinden bağımsız olarak gelişen süreçlerdir. Ve döneme damgasını vuran süreçlerdir bunlar. Bu nedenle bu süreçler toplamı -objektif olması nedeniyle- partinin iradesinden bağımsız olarak ortaya çıkmış ve gelişmiş olmaları nedeniyle deterministtir. Devrim dönemi ise sübjektif bir süreçtir. Bu süreç, bu kısa süreç partinin rolünün döneme damgasını vurduğu süreçtir. İradi bir süreçtir.O nedenle volontarist bir süreçtir.
       
         İki Devrim Türünün Kesin Farklılığı
 
    Genel ayaklanma stratejisi ile uzun süreli savaş stratejisi birbirlerinden kesin bir şekilde ayrılmışlardır. Bu kesin farklılık devrimin yolunun izleyeceği rotada çalışma tarzında, örgütlenme biçimlerinde mücadele biçimlerinin seçiliş ve esas olanın belirlenişinde kendini gösterir. Farklılık bütünsel bir farklılıktır. Yoksa içerdikleri birkaç unsurun farklılığı değildir. Bazıları bu kesin farklılığı kavrayamadıkları için ya da kasıtlı bir şekilde her iki stratejiden parçalar alarak eklektik bir sentez yapma çabasındadırlar. Her iki stratejinin şu ya da bu oranda bulamaç yapılması her iki stratejinin doğuş temellerini içeriklerini anlamamak ya da kasıtlı olarak unutturarak özellikle devrimin yolunu aydınlatan Maoist Uzun Süreli Savaş Stratejisini içten çökertebilmek, yıpratmak,da rbelemek amacını taşımaktadırlar.

     Her iki strateji arasındaki kesin farklılıkları şu noktalarda toplayabiliriz.

     Birincisi; Genel Ayaklanma devrimin stratejisini iki aşamada ele alır; birinci aşama evrim dönemi, ikinci aşama; devrim dönemidir. Uzun Süreli Savaş Stratejisi ise devrimi üç aşamada ele alır. Birinci aşama, stratejik savunma dönemi; ikinci aşama, stratejik denge dönemi; üçüncü aşama,stratejik saldırı dönemi. Ancak, Mao nedense birinci aşama olarak "Stratejik Savunma Dönemini" ileri sürmektedir. Bizce birinci aşama Hazırlık Dönemini içermelidir. Hazırlık dönemi veya aşaması da kendi içinde bir planlamayı ve sistematize edilmeyi gerektirmektedir. Bu ilk aşama büyük bir önem taşır. Hazırlığın yeterli düzeyde olması gerekir. Adeta bir mühendisin fizibilite raporu gibi olmalıdır. Kervan yolda düzülür mantığıyla yürütülen bir çalışma daha baştan yenilmeye mahkumdur. İşinizi ne kadar ciddi olarak ele alıp bu tutumla hareket ederseniz düşmanı o derece zora sokar, çözümsüzlüğe itersiniz.

     Bu Leninist ve Maoist anlayışın iki yönüdür.Bir de ortayolun stratejisi vardır.Mahir Çayan tarafından formüle edilen bu stratejiye Politikleşmiş Askeri Savaş Stratejisi adı verilir. Aslında buna strateji demek hatalıdır. M.Çayan'ın strateji sandığı olay gerilla gruplarının kırda ve şehirde örgütlenme aşamalarıdır. Strateji başka şeydir, gerilla gruplarının örgütlenme planı veya aşaması başka şeydir.

     İkincisi, Genel Ayaklanmanın baş örgüt biçimi Parti'dir.Uzun Süreli Savaş'ın baş örgüt biçimi Ordu'dur.Orduya siyasetin komuta etmesi yani Parti'nin önderliği söz konusudur.

     Üçüncüsü, Genel Ayaklanmada devrimin tek silahı Parti'dir. Uzun Süreli Savaşta devrimin üç silahı vardır. PARTİ, ORDU, CEPHE.

     Dördüncüsü, Genel Ayaklanmada, devrimci durumun ortaya çıkmasına kadar olan süreçte esas mücadele biçimi barışçıldır. Uzun Süreli Savaşta devrimin başlatılması aşaması olan stratejik savunma aşamasından itibaren esas mücadele biçimi silahlı mücadeledir. Diğer barışçıl biçimler esas olan silahlı mücadeleye tabidir. Silahlı mücadeleyi beslemeye ,korumaya,yaymaya hizmet eder.

     Beşincisi, Genel Ayaklanmada süreç evrim ve devrim olarak ikiye ayrılır.Uzun Süreli Savaşta böyle bir ayrıma ihtiyaç yoktur. Böyle bir ayrım USSS'nin stratejik hattına uygun düşmez, onunla çelişir.

     Altıncısı, Genel Ayaklanmada örgütlenme bir yayın organına gazeteye dayanarak gerçekleşir. Aynı zamanda bu gazete siyasi gerçekleri açıklama kampanyasının bir aracıdır. Uzun Süreli Savaşta örgütlenmenin temeli gerilladır. Gerilla mücadelesi temelinde silahlı mücadelenin esas alınması ilkesine dayanır. Tam da bu nedenle baş örgüt biçimi ordudur. Bu örgütlenmenin Lenin'deki en kısa ve özlü anlatımı şöyledir. "Bu gazete çevresinde kurulacak olan örgüt, buna katkıda bulunanların (sözcüğün genel anlamıyla, yani gazete için çalışanların tümünün) örgütü, herşeye, devrim dalgasının 'alçalış' dönemlerinde partinin onurunu, saygınlığını ve yürekliliğini korumaktan, ulus çapındaki silahlı ayaklanmayı hazırlamaya, zaman saptamaya ve gerçekleştirmeye kadar herşeye hazır olacaktır." (V.İ.Lenin, NeYapmalı, Sol Yayınları, Ekim 1980, s.188)

     "Bütün Rusya için bir siyasal gazetenin yayınlanması ana çizgi olmalıdır: bu çizgiyi izleyerek bu örgütü (yani her protesto hareketini ve her kaynaşmayı her an desteklemeye hazır devrimci örgütü)durmadan geliştirebilir,derinliğine  ve genişliğine güçlendirebiliriz."(V.İ.Le nin, age, s.173-174)

     "Bize göre, eylemlerimizin başlama noktası arzulanan örgütü yaratmaya doğru atılacak ilk adım, yahut şöyle diyelim: izlendiği taktirde temel çizgisi örgütümüzü sıkıca geliştirmemizi ,derinleştirmemizi ve genişletmemizi sağlayacak olan tüm Rusya çapında siyasi bir gazete çıkarmak olmalıdır. Bizim için en gerekli olan şey bir gazetedir; gazete olmaksızın genel olarak Sosyal-Demokrasinin başlıca ve sürekli görevi olan; ve özel olarak da politika ve sosyalizm sorunlarına karşı ilgi halkın en geniş kesimleri arasında yayıldığında, o anın acil görevi olan ilkelere sadık, sistematik her yönlü propaganda ve ajitasyon yürütemeyiz." (V.İ.Lenin, Partileşme Süreci, Yar Yayınları, s.69-70)

     Yedincisi, Genel Ayaklanmada temel olan mücadele alanı şehirlerdir. Şehirlerde düzenlenecek olan ayaklanma temeldir. Uzun Süreli Savaşta temel mücadele alanı ülkeden ülkeye değişir. Emperyalist ülkelerde devrimin rotası şehirlerden kırlara doğrudur. Feodalizmin ağır bastığı veya artıklarının bulunduğu ülkelerde devrimin rotası her iki alandan karşılıklı olarak birbirine doğrudur. Kırda düzenlenenin rotası şehre doğru, şehirde düzenlenenin rotası kıra doğrudur. Ama bu ülkelerde esas ağırlık kapitalizmin gelişmişlik derecesine göre belirlenir.

     Strateji Ve Taktik

     "Marks, Engels'e şöyle yazıyordu: 'Buna benzer büyük gelişmelerde yirmi yıl, bir gün bile etmez, oysa bunun ardından öyle günler gelebilir ki, bunlar yirmi yıla bedeldir.'  Proletaryanın taktiği, her an, her gelişme aşamasında insanlık tarihinin, bu nesnel olarak kaçınılmaz diyalektiğini göz önüne almalıdır; bir yandan siyasi durgunluk çağlarından ya da kaplumbağa adımlarıyla ilerleyen sözümona 'barışçı' gelişmeden, ilerleyen sınıfın bilincini, gücünü ve mücadele azmini geliştirmek için yararlanmalı, diğer yandan bütün bu yararlanma çalışmalarını söz konusu sınıfın hareketinin 'nihai hedefine' yönelterek onları 'yirmi yıla bedel olan' büyük günlerin büyük görevlerini pratikte çözmeye hazırlamalıdır." (Proleter Devrimin Stratejisi ve Taktiği, 7.Defter, İnter Yayınları, Birinci Baskı: Temmuz 1992 s.9)

     Aynı kitabın özüne ve lafzına bağlı kalarak stratejinin ne olduğunu anlayalım.

     ---Strateji, Marksizmin teorisi ve programının sonuçlarına dayanır.

     --- Strateji, teorinin ve programın vardığı sonuçlardan hareket ederek proleter hareketin hedefini saptar.

     --- Strateji,hareketin objektif süreçleri üzerinde herhangi bir değişikliğe yol açmaz, ancak hareketi hızlandırabilir veya yavaşlatabilir.

     --- Strateji, proleter hareket ile ilgilenir ve proleter hareket iki unsurdan oluşur; birincisi,objektif unsur, ikincisi sübjektif unsur olarak. Objektif unsur,proletaryanın bilinçli ve düzenleyici iradesinden bağımsız olarak cereyan eden süreçler grubunu oluşturur. Ülkenin ekonomik gelişimi, kapitalizmin gelişmesi, eski devlet iktidarının parçalanması, proletaryanın ve onu çevreleyen sınıfların kendiliğinden hareketleri, sınıfların çatışmaları vb.-- tüm bunlar gelişmesi proletaryanın iradesine bağlı olmayan görüngülerdir. Hareketin objektif yanını oluştururlar. Stratejinin bu süreçlerle hiçbir ilgisi yoktur. Çünkü bunları ne ortadan kaldırabilir ne de değiştirebilir, sadece bunları heasaba katabilir ve bunlardan yola çıkabilir. Bu Marksizmin teorisi ve Marksizmin programı tarafından araştırılan bir alandır. İkincisi sübjektif unsurdur. Bu unsur proleter hareketin bilinçli yanıdır. Ve stratejiyi ilgilendiren yanıdır. Bu yön proletaryanın belirli bir hedefe doğru bilinçli ve sistematik hareketidir. Hareketin kendiliğinden süreçlerinin işçilerin düşüncelerinde yansıması bu yöne dahildir.

     * Stratejinin ilgi alanı devrimin ana güçleri ve yedekleridir. Devrimin bir aşamadan diğer bir aşamaya geçmesiyle değişebilen özelliği vardır.

     * Strateji proleter hareketin esas doğrultusunu saptar. Bütün bu bilgileri biraraya sistemli olarak getirerek şöyle bir strateji tanımı ortaya koyabiliriz. Proletaryanın bilincinden ve eyleminden bağımsız olarak varlığını sürdüren ve objektif unsur olarak adlandırılan şu olgular (dünyada durum, ülkenin ekonomik gelişimi, ulusal durum, kapitalizmin durumu, sınıfların kendiliğinden hareketleri, sınıflararası çelişmeler vb.) Marksist ilkeler temelinde incelenir, belirli sonuçlara ve belirli formülasyonlara ulaşılır. Bu Marksist teorinin işidir.Buna dayanarak Marksizmin programı oluşturulur. Oluşturulan bu programda gerçekleştirilmesi gereken hedefler bulunur; işte bu hedefler devrimin aşamalarıdır. Ve siyasal strateji bu aşamaları ortaya koyar. Bu aşamalardan öncelikli olanını belirler ve ona yönelir. Ve de bu yönelimde ittifaklarını da ortaya koyar.

     Burada özellikle belirtmeliyiz ki, siyasal stratejidir sözünü ettiğimiz.Siyasal stratejiyi sadece baş çelişmenin belirlenmesi olarak görenler vardır. (Doğu Perinçek,Türkiye Devriminin Yolu, Aydınlık Yayınları, Mayıs 1979, s.81) Bu yarısı doğru olan bir görüştür. Strateji baş çelişmeyi, daha açıkçası baş düşmanı (darbenin esas doğrultusunu) belirler ama kapsamı bu kadar dar değildir. Siyasal strateji aynı zamanda devrimin yedek gücünü,muhtemel yedek gücü, hedefin ne olduğunu,güçlerin mevzilenme planını belirler.

Yedinci Defter, Devrimin Çeşitli Aşamalarında Strateji Üzerine Stalin Yoldaş, ara başlığı altında stratejiyi ve Rus Devriminin geçirdiği iki aşamadaki rolünü şöyle ortaya koymaktadır:

     "Strateji devrimin verili aşaması temelinde proletaryanın darbesinin doğrultusunu saptamak, devrimci güçlerin mevzilenişi (ana ve ikincil yedek güçler) için uygun plan hazırlamak, devrimin verili aşamasının tüm süreç boyunca bu planın gerçekleştirilmesi için çalışmaktır.

     "Bizim devrimimiz bugüne kadar iki aşamadan geçmiş ve Ekim Devrimi'nden sonra üçüncü aşamaya girmiştir. Buna uygun olarak strateji de değişmiştir.

     "Birinci aşama 1903'ten 1917 Şubatı'na kadar. Hedef,  Çarlığı yıkmak, ortaçağ kalıntılarını tasfiye etmek. Devrimin ana gücü proletarya. En yakın yedek gücü köylülük. Ana darbenin doğrultusu: köylülüğü kendi etkisi altına çekmeye ve Çarlıkla anlaşarak devrimi tasfiye etmeye çabalayan liberal monarşist burjuvaziyi tecrit etmek. Güçlerin mevzilenme planı: İşçi sınıfının köylülükle ittifakı (Bkz. Lenin, 4. baskı, Cilt 1X,s.81)

     "İkinci aşama, Mart 1917'den Ekim 1917'ye kadar. Hedef: Rusya'da emperyalizmi devirmek ve emperyalist savaştan çıkmak. Devrimin ana gücü proletarya. En yakın gücü köylülük. Komşu ülkelerin proletaryası,muhtemel yedek güç. Uzayan savaş ve emperyalizmin krizi, elverişli faktörler. Ana darbenin doğrultusu; emekçi köylü kitlelerini kendi etkisi altına çekmeye ve devrimi emperyalizmle anlaşarak sona erdirmeye çalışan küçük burjuva demokrasisini (Menşevikler, Sosyal-Devrim ciler) tecrit etmek. Güçlerin mevzilenme planı: proletaryanın yoksul köylülükle ittifakı " (Aynı yerde)

     Peki taktik nedir? Strateji ile bağı nedir? Genel Ayaklanma ile bağı nedir? Leninizm bunu nasıl ele almaktadır?

     "Taktik, hareketin kabarma ve alçalma, devrimin yükselme ve alçalmasının nispeten kısa dönemi için proletaryanın davranış çizgisini saptamak, eski mücadele ve örgütlenme biçimlerinin ve eski şiarların yerine yenilerini geçirerek, bu biçimleri birbiriyle biçimlendirerek,birleştire rek vb. bu çizginin uygulanması için mücadele etmektir." (7.Defter,s.25)

     Leninizmde örgüt biçimi, mücadele biçimine, mücadele biçimi taktiğin seçimine bağlıdır ve ona uygun düşenidir. o nedenle Genel Ayaklanmanın başlatılma anının uygunluğu ve uygun olmayışı taktik bir sorundur.Taktik bir sorun olan Genel Ayaklanmanın başlatılma kararı yine bu taktiğe uygun düşen mücadele biçimlerini gündeme getirir. Bu mücadele biçimine uygun düşen örgüt biçimi ortaya çıkar. Tüm bunlar taktiğin ilgi alanı içine girer.

     Bazıları Genel Ayaklanma teorisi diyerek genel ayaklanmayı teori olarak göstermeye çalışıyorlar. Genel Ayaklanma teori değil (bunu teori olacak durumu da yoktur.) Leninist çizgi perspektifinde proletarya hareketinin kabarma ve alçalma dönemlerinden hangisinin kabarma olduğuna bakarak-daha doğrusu ve daha açıkçası evrim döneminin bittiğine devrim döneminin başladığına yani devrimci krizin başgösterdiğine karar vererek sübjektif unsur olan partinin de buna uygun ve hazır olduğunu saptayarak- eğer uygun düşüyorsa bu kabarma döneminde kitle ayaklanmasını esas alma tavrıdır.

     Genel Ayaklanma bir teori olmadığı gibi Uzun Süreli Savaş da bir teori değildir. Uzun süreli savaş bir askeri stratejidir. Marksizmin cephaneliğine Maoizm sayesinde girmiştir. Leninizmde askeri strateji ve böyle bir kapsamda askeri çizgi yoktur.

     Taktik, stratejinin bir parçası olarak önem taşır.Stratejinin hayata geçirilmesinde rol oynar. Belirli bir süreçte strateji tektir. Ancak bu sürecin sona ermesine, stratejinin değişmesine kadar taktik bir tek değil bir çoktur. Onlarca, hatta yüzlerce taktik değişimi gündeme gelebilir.

     Bir siyasi veya askeri çizgi hakkında karara varmak için onun stratejisine bakmak gerekir. Ve bir de bu stratejinin taktiklerinin toplamına. Strateji doğru olduğu halde bazı taktikler yanlış olabilir. Ancak bu yanlış olan bazı taktikler stratejinin de yanlış olduğunu göstermez. Ve öyle taktikler olabilir ki bize stratejinin yanlış olduğu izlenimini güçlü bir şekilde hissettirebilir. Taktiğin bir yönü de uzlaşma taktiği şeklindedir. Yanlış izlenim edinmenin sonucu bu uzlaşma taktiğini strateji çerçevesinde ele almamakta yatmaktadır. Ve her uzlaşma devrimci bir uzlaşma olmayabilir. Reformist bir uzlaşma da olabilir. Ancak bu uzlaşma yapılması gerekiyorsa yapılır. Onu belirleyecek olan o ulusun veya halkın devrimci önderliğidir. Bu konuda Lenin'in bize öğrettiği nedir? Lenin, ünlü Brest-Litovsk barış anlaşması konusunu ele alırken yaptığı değerlendirmedir bu...

     "Brest-Litovs anlaşması onlara ( 'Sol' Komünistlere) bir uzlaşma gibi görünmüş ve bunu da ilke yönünden kesinlikle benimsenmez ve devrimci proletaryanın partisine zararlı bir tutum olarak yorumlamışlardı. Anlaşma gerçekten de emperyalistlerle bir uzlaşmaydı,ancak, o koşullar altında gerekli bir anlaşmaydı."/Lenin, Sağ ve Sol Sapmalar, Ekim Yayınları, Nisan 1976, s.164)

     "Pratik deneyimimiz açısından, Brest barışı hiç de devrimci olmayan bir davranış örneğidir; bu reformist, hatta daha da beter bir davranıştır. Çünkü reformist davranış ağır, çekingen de olsa geriye düşmeyen, ileri giden bir hareket olduğu halde, Brest anlaşması bir gerileme olmuştur. Brest barış anlaşmasını imzalama taktiğimizin doğru olduğu artık öylesine kesinlikle, öylesine belirgin biçimde herkese kanıtlanmış ve herkes bunu öylesine kabul etmiştir ki, bu konuda daha fazla bir şey konuşmak gereksizdir." (Lenin, Sağ ve Sol Sapmalar Üzerine, Ekim Yayınları, Nisan 1976, s.221)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder